Ameliyatsız Güzellik

Ameliyatsız yüz germe operasyonları, ameliyat olma konusunda endişeleri olan hastalar için oldukça ideal bir yöntemdir. Ameliyat sürecinden rahatsızlık duyan ve daha kısa sürelerde iyileşmek hastalar için pek çok yüz germe tekniği vardır. Zaman içinde yüz bölgesinde oluşan şekil bozuklukları ameliyatsız yüz germe yöntemleri ile tedavi edilerek hastaların daha genç ve sağlıklı görünmeleri sağlanır.

Ultherapi, mezoterapi ve iple germe gibi tedaviler ile cildin daha pürüzsüz ve parlak bir görünüm alması sağlanır. Cerrahi müdahaleler daha kalıcı olsa da hastalar artık daha basit ve hızlı yöntemlerle tedavi olmak istiyor.

Cerrahi müdahale gerektirmeyen ameliyatsız uygulamalar

Dolgu uygulamaları ile yüz germe

Kırışıklıkların ve çizgilerin içlerini doldurmak, yaşlanma ile birlikte azalan yüz hacmini eski haline getirmek, yüzün gölgeli ve çökük görünmesine neden olan yüzdeki çökükleri düzeltmek için dolgu uygulamalarından faydalanılır. Dolgular hyalüronik asit içeren maddelerden oluşur.

Dolgu maddeleri ile gözaltlarındaki hacim kayıpları giderilir, morluklar azaltılır ve elmacık kemikleri belirginleştirilir. Kaş kaldırma uygulamalarında da dolgudan yararlanılır. Kalıcılığı 6 ay ile 2 yıl arasında değişen dolgular ile hastalar daha ameliyat stresine girmeden istedikleri estetik görüntülere kavuşurlar.

Yüz mezoterapisi

Cildin doğal yapısında bulunan vitamin, mineral ve aminoasitlerin dolgu malzemelerinde kullanılarak, tedavi uygulanacak yere minik iğneler yardımıyla enjekte edilmesi işlemi, yüz mezoterapisidir. Bu tedavi ile cilt daha sıkı bir görünüm kazanırken, kan dolaşımı düzenlenir ve derideki kolajen üretimi çoğalır.

Ultherapy

Ultherapi tekniğinde ultrason teknolojisi kullanılır. Bu tedavide cildin üst tabakasından ziyade derinin en alt tabakalarına ses dalgaları gönderilerek, cildin alt katmanlarındaki hasarlar düzeltilir. Ultherapi ile cilt daha sıkı ve toplu bir görünüme bürünür. Tek seansın yeterli olduğu tedavide hastaların yaşına göre 6 ay ya da 1 yıl sonra tedavinin tekrarlanması gerekebilir.

İple yüz germe

Mikro iğnelerin içine konulan, PDO adı verilen iplikler cildin alt kısmına, tedavi edilecek bölgeye konulur. Bu iplikler hiçbir alerjik reaksiyona neden olmadan, uygulandıkları yerde kan dolaşımını artırır, cildi tamir eder ve kolajen üretimini destekler. Zamanla PDO iplikler erir, fakat ciltte bu ipliklerin çevresinde oluşan lift etkisi, ağ görevi görerek cildin korunmasını sağlar.

Işık dolgusu, cildin ışığı yansıtma özelliğini tekrar kazanmasını sağlamak ve ciltteki dolgunluğu artırmak için mezoterapi ile birlikte uygulanan yeni bir yöntemdir. 3 haftalık aralıklarla 3 seansta uygulanır.

İlk uygulamadan sonra etkiler görülmeye başlanır. Işık dolgusunda, cildin nem oranını artıran hyalüronik asit kullanılır. Ayrıca içerdiği 8 aminoasit, 3 antioksidan, 3 mineral ve vitaminler ile cildi tekrar yapılandırır.

Boyun, yüz ve dekolte kısmına elle uygulanabilen bir tekniktir. Gözaltı morluklarını da azaltan yöntem, cildin nemlenmesini, dolgunlaşmasını, canlılaşmasını ve kırışıklıklarının azalmasını sağlar. Ciltteki çizgiler düzleştirilerek, karanlık bölgelerin kaybolması ve cildin ışığı daha rahat yansıtması sağlanır.

Işık dolgusu gençlik aşısı ile yüz gençleştirme

Sigara içmek, çevresel etkiler ve stres cildin zamanla mat görünmesine neden olur. Işık dolgusu ile ciltteki matlık yok edilir.

Ciltteki hyalüronik asit yoğunluğu genç yaşlarda daha yoğundur, bu yüzden cilt daha parlak ve canlı görünür. 20’li yaşlarda hyalüronik asit değeri yavaş yavaş azalmaya başlar ve cildin esnekliği azalarak kırışıklık oluşumu artar.

Yaşlanma etkilerini azaltmak için uygulanan en iyi yöntemlerden biri ışık dolgusudur. Cilde aşılanan hyalüronik asit ile ciltte su tutması ve cildin daha gergin ve canlı olması amaçlanır. Hyalüronik asidin su tutma özelliği ile cilt toparlanır, dolgunlaşır ve esnekliğini geri kazanır. Deri altındaki fibroblastları da uyaran hyalüronik asit, cildin alt kısımlarının onarılmasını sağlar. Bu uygulama ile yüze yansıyan ışık, cildi çok daha canlı ve gergin gösterir.

Zamanla ciltte azalan hyalüronik asit oranını artırmak amacıyla yapılan uygulamanın kalıcılığı bir buçuk yıldır.

Bölgesel incelme tedavilerinden biri de FDA onaylı soğuk lipoliz uygulamasıdır. Bu uygulama,soğuk lipoliz cihazı ile yağ hücrelerinin dondurularak vücuttan atılması şeklinde yapılır. Tedaviden sonraki aylarda, vücuttaki yağ oranında ciddi bir azalma görülür. Ek seanslar yapılarak atılan yağ dokusunun artırılması sağlanabilir. Ağrısız ve rahat bir yöntem olan lipolizin etkileri, en erken bir buçuk ay içinde görülür.

Soğuk lipoliz ile bölgesel incelme

Lipoliz cihazının başlığı A5 boyutlarındadır. Bu başlık aracılığıyla yağ hücrelerine -6 derece soğutma işlemi uygulanır. Donan yağ hücrelerinin yapıları bozularak 1,5-2 ay içinde lenf sistemi ile vücuttan dışarı atılır.

Soğuk lipoliz yapılan yerdeki yağ dokuları yüzde 10 ile yüzde 40 oranında seyrekleşir. Yağ oranının azalma miktarı kişilerin yapılarına ve uygulamaya verdikleri tepkiye göre değişebilir. Özellikle yoğun çalışanlar için ideal olan soğuk lipoliz uygulamasında, hastalar hiçbir acı çekmeden, tek bir seansta hemen ilerine dönebilirler.

Soğuk lipoliz uygulamasının avantajları nelerdir?

• FDA onaylıdır, yani hiçbir sağlık riski oluşturmaz.
• Cerrahi işlem gerektirmez, anestezi alınmasına gerek yoktur.
• Vücutta herhangi bir iz, yara ya da buna benzer reaksiyonlar oluşmaz.
• Tek seanstır.
• Yalnızca yağ dokusuna etki eder, çevredeki doku ve organlara zarar vermez.
• Tedaviden önce bir hazırlık dönemi olmadığı gibi, tedaviden sonra iyileşme süreci de olmaz.
• Uygulamada amaç, yağ hücrelerinin büyüklüklerini azaltmak değildir. Aksine yağ hücrelerini ortadan kaldırmaktır. Bu nedenle soğuk lipoliz uygulaması ile kalıcı sonuçlar alınır.

Lipofreeze Zeltig ile bölgesel zayıflama

Bu uygulama ile bölgesel incelme sağlanırken, vücut hatları tekrar şekillendirilir, selülitler azaltılır. Lipofreeze Zeltig uygulaması kavitasyon ile birlikte uygulanarak çok daha etkili sonuçlar alınır.

Bölgesel olarak incelmek isteyen fakat beklentileri çok yüksek olmayan hastalar için ideal bir yöntem olan soğuk lipoliz uygulamasında, hastalar kilo verdiklerinde yağ oranlarındaki düşüş çok fazla değildir. Kilo vermeden yağ miktarının azalması hastaları mutlu eden bir durumdur. Yoğun bir bölgesel incelme beklentisi olan hastalar için soğuk lipolizden ziyade lazer lipoliz daha sağlıklı bir uygulamadır.

Bölgesel yağlanma ve selülit nedeniyle kadınların pek çoğu estetik operasyonlara yönelir. Ameliyat olmak istemeyen hastalar için geliştirilen ameliyatsız estetik uygulamalarından biri olan bölgesel zayıflamada farklı tedaviler kombine edilerek ya da tek başlarına kullanılarak başarılı sonuçlar elde edilebilir.

Bölgesel zayıflama yöntemleri

• Kavitasyon
• Lipofreeze ile soğuk lipoliz

Bu yöntemlerin birleştirilmesi ile bölgesel zayıflamada etkili sonuçlar alınır.

1-Kavitasyon

Tek seans ile 1 cm’den 12 cm’e kadar incelme görülebilir. Kişilerin deri altı yağ dokularının yoğunluğu ve uygulamaya verdikleri tepkiler, incelme oranlarını değiştirir. Bazı hastaların bel çevresindeki yağlar 3 ya da 4 cm incelirken, aynı işlemi gören başka bir hastada bu oran daha az olabilir.

Kavitasyon uygulamasında ses dalgaları deri altındaki yağ dokusunu parçalar. Parçalanan yağ dokuları vakumlanarak lenf sistemi yoluyla vücuttan atılır.

Bölgesel zayıflama kimler için uygundur?

• Daha önce benzer uygulamalar yapmış fakat bunlardan sonuç alamamış kişiler,
• Ameliyat olma konusunda tereddütleri olan ve ameliyat sürecinden rahatsızlık duyan kişiler,
• Selülitlerinden şikayetçi olanlar,
• Diyet ve egzersiz yaptığı halde bölgesel olarak yağlanmaya devam eden kişiler için uygundur.

Kavitasyon uygulaması ile selülitler azaltılabilir ve cilt toparlanabilir. Uygulama ağrısız bir işlem olup, kişiler aynı gün rutin hayatlarına geri dönebilir. 8 seanstan oluşan tedavinin ilk 6 seansı her hafta 2 kere, diğer seansları ise haftada bir kere olacak şekilde yapılır. Seansların süresi 1 saatir.

2-Soğuk lipoliz

Bölgesel incelme teknikleri arasında son derece popüler olan soğuk lipoliz uygulamasında, dondurulan yağ hücrelerinin yapıları bozularak vücuttan atılmaları amaçlanır. Tek seansta yüzde 10 ila yüzde 40 arasında bir incelme sağlayan uygulamanın etkileri 1,5 – 2 ay sonra ortaya çıkar. Karın, popo ve kol kısmında daha çok tercih edilen yöntemde bölgesel incelme ile birlikte cildin kalitesi de artar.

Kadınları en çok bezdiren estetik problemlerin başında selülit gelir. Genetik ya da hormonsal sebepler nedeniyle deride ve deri altındaki dokularda yağ birikimi nedeniyle dolaşım bozukluğu olabilir. Bu durum elastik liflerin yapılarının bozulması sonucu meydana gelir. Elastik lifler özelliklerini kaybettikçe cilt altındaki yağlar topaklaşmaya ve bu topaklar arasında fibröz yapışıklar ortaya çıkmaya başlar. Fibröz bantların deriyi aşağı çekmesi ile yağ dokularında yumrular meydana gelir. Tüm bunlar, dışardan “portakal kabuğu görünümü” dediğimiz selülitlerin oluşmasına neden olur. En sık görülen yer bacaklar, kalça ve karın bölgesidir.

Selülit oluşumun önlenmesi

Selülit ile başa çıkmanın en iyi yolu, selülitler oluşmadan önce önlem almaktır. Dengeli ve düzenli beslenme, egzersiz ve sağlıklı bir yaşam sürdüren kişilerde, selülit oluşması nadir görülür. Fakat bazı kişiler ne yaparlarsa yapsınlar genetik sebeplerden dolayı selülit oluşmasını engelleyemezler. Yine doğum yapmış kadınlarda selülit oluşması çok sık görülen bir durumdur. Bilimsel olarak etkileri kanıtlanmış tedaviler ile selülitleri yok etmek mümkündür.

Selülit tedavi yöntemleri

Selülit tedavisinde ameliyatlı ve ameliyatsız yöntemler vardır. Soğuk lipoliz ve kavitasyon ameliyatsız tedaviler olup, lazer lipoliz ve yağ dolgusu teknikleri ameliyatlı yöntemler olarak sayılabilir.

Kavitasyonda haftalık 2 seans şeklinde 7 – 8 seansta selülitler azaltılabilir. Kavitasyon seansları 1 saattir. Soğuk lipolizde ise selülite neden olan yağ dokuları vakum yoluyla vücuttan atılır.

Lazer lipolizde ciltteki yağ dokuları emilir ve vücuttan atılır.  Fiberoptik lazer kanül yardımıyla derinin aşağı doğru çekilmesine neden olan fibröz bantların kesilir, böylece selülitlerde ciddi bir azalma görülür. Yağ enjeksiyonu ise ilerlemiş selülit vakalarında kullanılır.

Deri elastikiyetini kaybetmemiş ve selüliti az olan kadınlarda lazer lipoliz iyi sonuçlar verir. Selüliti ilerlemiş hastaların tedavilerinde daha az sonuç alınır.

Orta deri tedavisi olarak bilinen mezoterapide, tedavi edilecek bölgeye vitaminler, aminoasitler, cilt yenileyici enzimler ve hyalüronik asit gibi maddeler mikro iğneler ile enjekte edilir. Mezoterapi seansları 15 dakikadır. Uygulama alanının durumuna göre seansların aralıkları ve sayıları değişebilir.

Mezoterapi uygulama alanları

Mikro enjektörler yardımıyla cilt içine enjekte edilen doğal maddeler, soğuk hava eşliğinde verilerek hastanın rahat etmesi sağlanır. İşlemden önce ve sonra buz uygulaması yapılır. Yüz mezoterapisinde, uygulama sonrasında hafif şişlikler ve morluklar yaşanabilir, bunlar yapılan buz tedavisi ile birkaç gün içinde geçer. Seanslardan sonra hastalar günlük yaşamlarına hemen dönebilir. Saç mezoterapisinde herhangi bir şişlik ya da morluk oluşmaz.

Daha çok yüz ve saç için uygulanan mezoterapi selülit tedavisi, bölgesel incelme ya da ciltteki çatlaklarda, farklı tedavi yöntemleri ile birleştirilerek uygulanabilir.

Yüz mezoterapisi

Cildi tekrar yapılandırmak ve cildin diri bir görünüm kazanması için yüz mezoterapisi yapılır. Bu uygulamada hyalüronik asit cilt içine enjekte edilerek, cildin nemlenmesi ve parlaklığının arıtılması sağlanır. Işıldayan bir görünüme sahip olan daha canlı ve sağlıklı bir görünüm kazanır. Her seans 15 gün aralıklarla uygulanır. 4 seans yeterlidir. 6 aylık süreçlerde tek bir doz alınarak, tedavinin kalıcılığı arttırılabilir.

Saç mezoterapisi

Saçların daha sağlıklı olmasını sağlamak, saç dökülmelerindeki artışı engellemek ve saçın gürleşmesini sağlamak için uygulanan bu yöntem haftalık bir seans olacak şekilde 10 seansta tamamlanır. 2 ya da 3 yıl kalıcılığı olan uygulama 6 ayda bir tek seans olacak şekilde tekrarlanabilir. Altıncı seansta saçların parladığı ve canlandığı görülür. Dokuzuncu seansın bitiminde saçlar gürleşir ve saç dökülmeleri azalır.

İnce telli saçlar kalınlaşarak, yeni saç kökleri oluşarak ve sönük saç kökleri canlanarak, saçlarda sıklaşma sağlanır. Her hastanı saçları farklı oranlarda gürleşir, en etkili sonuçlar genç kadınlarda alınır.

PRP ile kombine edilerek uygulanan saç mezoterapisinde daha etkili sonuçlar alınır. 2 haftalık aralıklarla 4 seansta tamamlanan saç PRP’si, 6 ayda bir tek seans olacak şekilde tekrarlanabilir. Uygulamanın kalıcılığı 1,5 yıldır.

Kişilerden bir tüp kan alınarak santrifüj işleminden geçirilir. Burada platelet ismindeki kanı pıhtılaştıran hücreler ayrılır ve konsantre bir halde plazma içinde elde edilir.

Vücuttaki hasarlı dokuları onaran ve iyileşmelerini hızlandıran plateletlerin yapısında “büyüme faktörleri” bulunur. Dokular herhangi bir hasarla karşılaştığı anda kanda bulunan plateletler anında bu bölgede toplanır ve onarıma başlar. PRP’de amaç, kan dolaşımı ile taşınan palatelet sayısını artırarak, iyileşme sürecinin çok daha hızlı olmasını sağlamaktır. PRP ile dolaşıma katılan platelet sayısı, vücudun ürettiğinden 2 – 4 kat daha çoktur.

Üst derinin yüzde 5’i her ay kendini yeniler, fakat alt derinin kendini yenileme özelliği yoktur. Derinin yaşlanması durumunda lazer ve peeling gibi tekniklerle minik bir hasar oluşturularak cildin iyileşmesi ve yenilenmesi sağlanır. PRP yönteminde ciltte daha hızlı bir onarım ve iyileşme süreci elde edilir.

PRP nasıl yapılır?

Kişiden alınan kan, santrifüj ile ayrıştırılır. Ayrıştırılan kandaki plateletler minik iğneler yardımıyla cilde enjekte edilir. Uygulama öncesinde anestetik krem ve buz kullanılarak hastanın rahat etmesi sağlanır. PRP uygulaması 15 – 20 dakika sürebilir.

PRP vücutta hangi bölgelere uygulanabilir?

Daha çok yüz boyun ve saçlı kısımlarda uygulanan PRP, dekolte bölgesine, ellere ve bacak içi gibi bölgelere de uygulanılır.

PRP ile;

• Lazer ve peeling gibi tedavilerin ardından derinin hızlı bir şekilde iyileşmesi sağlanır,
• Derideki yaşlanmaya bağlı kırışıklıklar azaltılır, cilde esneklik ve parlaklık kazandırılır.
• Kronik bir hale gelen yaraların iyileşme süreleri hızlanır.
• Saç mezoterapisi ile birlikte kullanılarak, saçların dökülmesini engeller.

PRP uygulaması kaç seanstır ve kalıcılığı ne kadardır?

2 haftada bir olacak şekilde 4 seansta tamamlanan PRP,  6 ayda bir tek seans olacak şekilde tekrarlanabilir. Kürün tamamlanması ile etkiler görülmeye başlanır. Kür sonrasında cilt parlar, canlanır ve gençleşir. 1 yıl kalıcılığı olan uygulama her yıl tekrarlandığında ciltteki iyileşme devam eder.

PRP uygulamasının avantajları nelerdir?

• Deri doğal yollarla canlı, parlak ve doğal bir görünüm kazanır.
• Uygulama kısa sürer ve aynı gün normal hayata dönülebilir.
• PRP ile cilt yenilenirken, tekrar yapılanması sağlanır.
• Kırışıklıklar ve çizgiler azalarak ciltte genç bir görünüm elde edilir.

Vücudumun adeta bir elbisesi gibi vazife gören cildimiz, belli bir yaştan sonra bozulmaya başlar. Aynı elbiselerimiz gibi, cildimize düzenli bakım yapmamız gerekir, aksi halde deforme olarak bizi rahatsız edebilir. Daha çok 30 yaşlarından sonra ciltte başlayan yaşlanma belirtileri, kişilerin psikolojilerini olumsuz etkileyerek onların özgüvenlerini azaltabilir.

Düzenli bakımlar ile yaşlanma etkileri geciktirilebilir ve cilt çok daha iyi bir görünüm kazanabilir. Ciltteki hava almayı sağlayan gözeneklerin tıkanması deride siyah noktaların oluşmasına zemin hazırlar. Matlaşan cilt cansız bir görünüme bürünür. Yağlı ya da akneli ciltleri olanlarda bu süreç daha hızlı bir şekilde ilerler.

Cilt bakımı nasıl yapılmalıdır?

Cildin beslenmesi ve oksijen alabilmesi için derideki ölü katmanlar ve gözeneklerin tıkanmasına neden olan sebumlar temizlenmelidir. Böylece cilt nefes alarak daha sağlıklı bir hale gelir.

Kişiler günlük bakımlarını güzellik salonlarında ya da evlerinde yapabilirler fakat bir uzman kontrolünde yapılmayan cilt bakımları yan etkilere ve istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Profesyonel bir şekilde yapılan bakımlar 1 saat ile 1,5 saat arasındadır. Her ay düzenli yapıldıklarında cilt canlılığını korur ve yıpranması önlenir.

Cilt bakımı için öncelikle cildin temiz olması gerekir. Temizlenen cildin nemlenmesi ve oksijenlenmesi sağlanır. Peeling ile sonlanan bakım sonrasında koruyu kremler kullanılabilir.

Cilt bakımının faydaları nelerdir?

• Cilt oksijenlenerek hava alır,
• Derideki ölü tabaka temizlenir
• Gözenekler açılır, komedonlar yok edilir,
• Cilt nemlenir,
• Cildin kanlanması ve beslenmesi çoğalır,
• Peeling uygulamasında cildin yenilenmesi sağlanır.

Cildin soyulup yenilenmesi peeling olarak ifade edilir. Lazerle ya da kimyasal ajanlarla peeling yapılabilir. Yüzeysel ve derin olmak üzere iki çeşit peeling yöntemi vardır.

1-Yüzeysel peeling

Daha bakımlı ve canlı bir cilt görünümü için, derinin üst katmanı soyulur ve yeni deri oluşumu sağlanır. Uygulanan kimyasa ajanlar düşük konsantrasyonlu olduklarından dolayı iyileşme çok hızlı bir şekilde gerçekleşir. İşlem sonrası kişiler günlük hayatlarına hemen dönebilirler. Bir ya da iki haftalık aralıklarla 6 seansta tamamlanan yüzeysel peeling uygulamasında en çok kullanılan madde AHA isimli glikolik asittir. Uygulamada kullanılan diğer kimyasal ajanlar, salisilik asit ve mandelik asittir. Yüzeysel peeling ile leke tedavisinde başarılı sonuçlar alınır.

Peeling nasıl uygulanır?

Öncelikle kimyasal ajanlar ile cilt temizlenir. Ardından kimyasal ajan cilt üzerine pamuklu bir çubuk ile sürülür. Glikolik asit 3 ya da 5 dakika cilt üzerinde bekletilir. Daha sonra bol su ile temizlenerek, kimyasal ajanın nötralize olması sağlanır. Uygulama sonrasında kabuklanma ya da soyulma görülmez. Nemlendirici kremler kullanılarak cildin nem dengesi korunur.

Peeling; yüzünde uçuk bulunan, radyoterapi gören ya da uygulanacak bölgede siğili bulunan hastalarda uygulanmaz.

Peeling ile cilt soyularak yenilenir. Leke tedavisinde; akne izleri, kırışıklıklar ve deri kalınlaşmaları için peeing yönteminden yararlanılabilir.

2-Derin peeling

Cildin daha genç görünmesi için yapılan peeling uygulamasıdır. Kırışıklıkları gidermekte, akne tedavisinde ve lekelerin azaltılmasında derin peeling uygulanabilir. Derin peeling yönteminde kullanılan kimyasal ajanlar; TCA (triklosetik asit), fenol ve yüzde 70 oranında glikolik asittir. Derin peeling uygulamasında ciltte minik bir yanma hissi meydana gelebilir.

Peeling sonrası bakım nasıl olmalıdır?

Hastanın cildi temizlendikten sonra kimyasal ajan pamuklu bir çubuk yardımıyla cilde yayılır. Cildin beyazlaşma oranı, uygulamanın içerdiği kimyasal ajanların oranı hakkında ipuçları verir. TCA mavi renk veren boyalarla karıştırıldığında, renk değişikliğinin takip edilmesi daha kolay hale gelir. Derin peeling uygulamasından sonra ciltte bir miktar yanma hissi ve şişlik görülebilir. Bir gün sonra cilt kahverengileşir ve 3 ya da 5 gün içinde soyulmaya başlar. İlerleyen günlerde normal rengine dönen cilt hafifçe pembeleşir.

Derin peeling uygulamasından sonra güneş koruyucu kremler ve nemlendiriciler kullanılmalıdır. Yüzün kahverengileşmesi kişilerin sosyal hayatlarını etkileyebileceğinden bir hafta boyunca sosyal ilişkilerine ara vermelidirler.

Gelişen teknolojisinin estetik alanına sunduğu yeniliklerden biri de ulterapidir. Yalnızca 20 dakika süren uygulama ile ameliyat olmadan yüz gerdirmek, 10 dakikada ise kaşları kaldırmak mümkün olmaktadır.

Ultherapy HIFU (high intensity focused ultrasound) sisteminde, cilde yüksek yoğunluklu ultrason enerjisi verilerek, cildin yenilenmesi ve sıkılaşması sağlanır. Pek çok lazer ve radyofrekans cihazı cildin üst tabakasına etki ederken, ultherapy cihazları derinin alt katmanlarındaki dokulara veya fasiyal yapıya etki edebilir. Lazer uygulamaları ile cildin 1-2 mm altına inilebilirken, ulterapi ile derinin 4,5 mm altına ulaşılabilir.

30 yaşını geçtikten sonra cilt yaşlanmaya ve bozulmaya başlar. Yüzde çizgiler oluşur, çene altında sarkmalar meydana gelir, boyun gevşer, kaşlar düşer, kaz ayağı ve alında çizgiler belirir. Yüzün eski diriliğini kaybetmesi, cilt altındaki dokuların yapılarının bozulması nedeniyle olur. Derinin alt kısımlarındaki fasyal yapıların gevşemesi ile birlikte, kas dokuları ve yağlar yerçekimine karşı koyamayarak sarkmalar meydana gelir. Yüz germe uygulamaları ile yumuşak dokulara lifting yapılarak cildin toparlanması sağlanabilir. Ulterapide ameliyatsız olarak sarkan deriler toparlanır ve cilt daha sıkı bir hale gelir.

İki başlığı bulunan ulterapi cihazının 4,5 mm’lik başlığı cilt altındaki dokuların gevşemesini ve sarkmalarını tedavi ederken, 3 mm’lik başlığı derinin orta ve derin katmanlarını etkileyerek bu kısımların yenilenmesine yardımcı olur.

Ulterapinin avantajları nelerdir?

• Tek seans yeterlidir.
• Uygulamadan sonra yüzde şişlik ya da morarma görülmez.
• İşlem bitiminde kişiler hemen normal hayatlarına dönebilir.
• Ulterapi ile sarkmalar toparlanarak, kırışıklıklar tedavi edilir.
• Uygulamadan önce bir hazırlık aşaması olmadığı gibi, sonrasında da bir bakım yapılmasına gerek yoktur.
• Ulterapi ile yüz gerdirme ve kaş kaldırma yapılabilir.

Ulterapi nasıl uygulanır?

20 – 30 dakika süren uygulamada çok hafif ağrılar görülebilir, bunlar basit ağrı kesiciler ile giderilebilir. Çok nadir olarak ödem ve kızarıklıklar görülebilir fakat bunlar kendiliğinden yok olurlar. Uygulamanın etkileri hemen görülebilir. En etkili sonuçlar 2 ya da 3 ay içinde görülür.

Sağlık sorunu olmayan herkes ulterapi uygulamasından faydalanabilir. Kalp ve böbrek hastalığı olan kişilerin ulterapi görmesi önerilmez. FDA onaylı bir uygulama olup, kaş kaldırma ve yüz gerdirme işlemlerinde rahatlıkça yapılabilir.

Hazır dolgu ile ya da kişinin kendi yağ dokusundan hazırlanan dolgularla estetik dolgular yapılabilir. Hazır dolgularda en güvenilir olan madde hyalüronik asitli karışımlardır. Kişilerin gençken yüzlerinin daha parlak ve dolgun gözükmesini sağlayan hyalüronik asidin cilttek oranı, yaşlanmaya başladıkça azalır. Hyalüronik asit miktarı azaldıkça cilt daha mat gözükür. Cildimizde doğal halde bulunan fakat zaman içinde yoğunluğu azalan bu doğal maddenin hazır dolgular ile cilt içine uygulanması ile cildin eski canlılığı ve esnekliği geri kazanılır. Hyalüronik asit FDA tarafından onaylanmış bir maddedir. Bu maddeyi içeren dolgu karışımların 6 ay ya da 1 yıl kalıcılıkları vardır.

Hyalüronik asit dışında, yine FDA onaylı kalsiyum kristali içeren dolgular da kullanılır. Bu dolguların kalıcılıkları 2 yıldır.

Dolgu uygulamalarından önce cilde lokal anestezik krem veya buz uygulanarak, hastanın işlemden rahatsız olmaması sağlanır. Dolgu karışımı mikro iğneler yardımıyla cilt içine enjekte edilir. Uygulamanın sonuçları hemen gözlemlenebilir. İşlem sonrasında ciltte, birkaç gün içinde geçebilen hafif şişlikler ve kızarıklıklar oluşabilir.

Vücut dolgusu nerelerde kullanılır?

• Meme büyütmede,
• Popo büyütmede,
• Bacakları kalınlaştırmak için,
• Yara izlerinin tedavi edilmesi sonrasında oluşan çöküklerin iyileştirilmesinde,
• Penisi kalınlaştırmak için,
• Beden kıvrımlarının daha düzgün olmasını sağlamak için,
• Liposuction uygulamasından sonra meydana gelen bozuklukların tedavisinde,
• Ellerdeki yaşlılık belirtilerini yok etmek için estetik dolgu uygulamaları kullanılabilir.

Dolgu maddelerinin yüzdeki uygulama alanları nelerdir?

• Dudakları kalınlaştırmak için,
• Yüz bölgesindeki çökmeler ve çukurların doldurulmasında,
• Elmacık kemiğini ve çene ucunun daha belirginleştirilmesinde,
• Göz çevresindeki kırışıklıkların tedavisinde,
• Ağız çevresindeki gülme çizgilerinin yok edilmesinde,
• Yanaklarda meydana gelen çukur kısımların doldurulması için,
• Burun dolgusunda ve burun şekillendirilmelerinde,
• Dudakların üzerindeki kırışıklıkların azaltılmasında dolgu maddeleri kullanılabilir.

2 yıla kadar kalıcı olan hyalüronik asit içeren dolgu maddeleri ile yüzde daha genç, daha doğal ve daha sağlıklı bir görünüm elde edilir.

Yüzde yapılan her uygulama, yüzün ifadesini ve görünüşünü değiştirir. Bu yüzden yüz bölgesine uygulanacak işlemlerde, yüz yapısının incelenmesi, ağız, burun, dudak ve alın bölgelerinin oranlarının hesaplanması oldukça önemlidir.

Genetik ya da yaşlılık gibi sebeplerle yüzde yıpranmalar meydana gelebilir. Yanakların çökmesi, gülerken oluşan çizgilerin derinliği veya gözaltlarında oluşan çökmeler yüz dolgusu ile yok edilerek, dolgun ve canlı bir cilt elde edilebilir.

Yüz dolgusunun uygulama alanları nelerdir?

Elmacık kemiği, gülme çizgileri, kaşların arasındaki çizgiler, yanaklar, dudaklar ve çene ucu, yüz dolgusu uygulamalarında en çok talep gören bölgelerdir. Ameliyatsız olarak yapılan yüz dolgusu enjeksiyonu ile yüzde oluşan tüm bozukluklar yok edilebilir.

Şakaklarda ve kavisli bölgelerde dolguların, kemik örtüsü zarının (periosteum) altına veya arasına enjekte edilmesi gerekir. Morarma olmaması için enjekte işleminin yavaş ve dikkatli bir şekilde yapılması gerekir. Dolgu işleminden sonra sert olmamak şartıyla hafif bir masaj yapılabilir.

Yağ dolgusu enjeksiyonunda atrofi alanının tamamını doldurmamak gereklidir. Kilo kaybının çok olmaması için dolgunun miktarı az ve konturları yumuşatacak kadar olmalıdır. İnframalar boşluğun yarısının 3’te 1’ini doldurmak hedeflenmelidir. Aşamalı bir şekilde başarılı olmak için vantilatör tekniğinden yararlanılabilir.

Hazır yüz dolgusu maddeleri nelerdir?

Hacim verici dolgular yüz dolgusunda kullanılan dolgulardır. 1,5 yıldan 2 yıla kadar kalıcı olan bu dolgularda 0,5 cc ile 1,5 cc arasında hacim uygulanabilir. Uygulanacak oranlar kişiden kişiye değişebilir. Çok fazla hacme ihtiyacı olan bölgelere 15 günden 1 aya kadar enjekte işlemi tekrar edilebilir.

Yüzdeki hacim oranını artırmak amacıyla yüz dolgusundan yararlanılabilir. Bu uygulamada iyileşme dönemi yoktur, bu yüzden hızlı ve etkili bir sonuç alınır.

Gülme sırasında diş etlerinin çok fazla görülmesi, estetik olarak kişilerin rahatsız olmasına neden olabilir. Gummy Smile (dişeti gülüşü) olarak bilinen bu sorun, botoks gibi uygulamalarla tedavi edilebilir. Gülme sırasında diş etleri, kadınlarda 3 ya da 4 mm, erkeklerde ise 2 ya da 3 mm görünebilir. Diş etleri gülme esnasında bu ölçülerden daha fazla göründüğünde, kişiler gülme isteklerini kaybedebilir ve toplum içinde sıkıntı yaşayabilirler. Pek çok hastanın sosyal hayatına etki eden bu sorun botoks ile düzeltilebilir.

Gummy smile neden oluşur?

• Üst dudak çok ince bir yapıdadır,
• Üst çene dikey konumda fazla gelişmiştir,
• Üst çenenin dışındaki kemik büyümesi anormal boyutlardadır,
• Üst dudak kası hipermobil yapıdadır,
• Dişlerin boyutları çok küçüktür,
• Diş eti rahatsızlıklarından sonra iflamasyon oluşmuştur,
• Gülmeyi sağlayan kaslar normalden fazla çalışmıştır,
• Yüksek tansiyon ilaçları nedeniyle diş etleri çok fazla büyümüştür.

Bu sebepler nedeniyle gummy smile denen dişeti gülüşleri oluşabilir. Kaş kaldırmada etkili sonuçlar veren botulinum toksin, gummy smile tedavisinde kullanılabilir. Etkili bir protein olan bu madde clostridium botulinum adındaki bakteriden oluşur ve yılan zehri ile hiçbir ilgisi yoktur. Gülme esnasında diş etlerinin görünmesinden rahatsız olan kişiler botulinum toksin içeren botoks uygulaması ile bu kötü görünümden kurtulabilirler.

Botoks zararlı mıdır?

Botoks uygulamaları 30 yıldan fazladır ülkemizde kullanılmaktadır. Daha çok sinirsel hastalıkların tedavisinde kullanılan dolgu uygulamaları, son 25 yıldır ciltteki kırışıklar için kullanılıyor. Bu sürelerde botoks ile ilgili hiçbir yan etki saptanmamıştır.

Botoks ile gummy smile tedavisi

Mikro iğneler yardımıyla üst çene bölgesinde yer alan noktalara, botulinum toksin enjeksiyonu yapılır. Uygulamadan 15 gün sonra hastanın kontrole gelmesi istenir. Uygulama öncesinde hastanın rahat etmesi için üst çeneye lokal anestezik krem sürülür.

Botoks ile gummy smile tedavisi 5 dakika sürer. İşlemden sonra hasta hemen günlük hayatına devam eder. Botoks sırasında hastalar hiçbir ağrı hissetmezler ve uygulamanın sonuçları 3 – 5 gün içinde görülmeye başlanır. 2 hafta sonra gülüş normale döner.

4 ya da 6 ay kadar etkili olan gummy smile tedavisinde kullanılan botulinum toksin maddesinin cilde hiçbir yan etkisi yoktur. Fakat yine de süt veren kadınlarda ve gebelerde botoks uygulanması tavsiye edilmez. 12 yaş altına, kan sulandırıcı ilaç içenlere, hemofili hastalarına, ALS hastalarına botoks yapılması uygun değildir.

Bölgesel yağlanma hem kadınlarda hem de erkeklerde istenmeyen bir durumdur. Masa başı işlerin artmasıyla birlikte insanlar daha az hareket eder hale gelmişlerdir. Hareket azlığı nedeniyle vücudun bazı bölgelerinde aşırı yağlanmalar meydana gelebilir. Son teknolojilerden biri olan coolshaping 360 (soğuk lipoliz) ile bu sorunlardan kurtulmak mümkündür.

Coolshaping 360 tekniğinde yağ hücreleri ameliyatsız bir şekilde parçalanarak vücuttan atılır. FDA onaylı olan bu yöntem tüm dünyada kullanılmaktadır. Alt karın, göbek, bacak ve basen gibi bölgelerde oluşan yağlanmaları yüzde 20 ile yüzde 50 oranında azaltan soğuk lipoliz, hem kadınlara hem de erkeklere uygulanabilir. Çok yoğun çalışan kişiler, kısa süren ve hiçbir ağrı hissedilmeyen soğuk lipoliz uygulaması ile fazla yağlarından kalıcı bir şekilde kurtulabilirler.

Liposuction gibi tedavi şekillerini tercih etmeyen hastalar için ideal bir yöntem olan soğuk lipoliz tekniğinde, yağ hücreleri dondurularak yapıları bozulur. Yapıları bozulan yağ hücreleri beslenemez. Liposuction yönteminde yaşanan ağrılar, şişlikler ya da morluklar soğuk lipolizde görülmez.

Soğuk lipoliz uygulamasından kimler faydalanabilir?

– Bölgesel yağlanmalarından doğal yöntemlerle kurtulmak isteyenler,

– Fazla yağlarından kurtulmak için ameliyatlı yöntemleri tercih etmeyenler,

– Çok yoğun çalışanlar ve yağlanma tedavisi için çok fazla zaman ayıramayacak kişiler için soğuk lipoliz uygulaması uygundur.

Soğuk lipolizde kişilerin doğal görünümleri bozulmaz, istenen bölgelerdeki yağlanmalar yok edilir.

Soğuk lipoliz yöntemi nasıl uygulanır?

Uygulama bölgeleri tespit edildikten sonra ıslak mendile benzer tek kullanımlık bir malzemesi uygulama bölgesine konulur. Cihaz başlığı uygulama bölgesine getirilerek vakumlama yoluyla fazla yağlar – 10 derecede dondurulur. Ani ısı değişimleri nedeniyle uygulama yapılan bölgede sıkılaşmalar meydana gelir.

Soğuk lipoliz yapılırken kişi hiçbir ağrı hissetmez, oturarak ya da yatarak soğuk lipoliz olabilir. İşlemden sonraki birkaç haftada mükemmel sonuçlar alınır. Soğuk lipolizde yağ hücrelerinin sayısında ciddi bir azalma görülür.

Soğuk lipoliz uygulamasından sonra çok nadir olarak kızarıklık, kaşınma ya da uyuşma görülebilir. Kişiler uygulamadan hemen sonra işlerine dönebilir. 1 ya da 2 ay içinde uygulama yapılan yerde %40 ile %60 civarında bir incelme görülür.

Tek seansın yeterli olduğu uygulama 1 saat sürer. Gerekli görülürse ikinci ya da üçüncü seanslar uygulanabilir. İlk seansta yağ hücrelerinin sayısı %40-60 azalır.

Dermaroller, üzerleri saf titanyumla kaplı mikro iğnelere sahip cihazlardır. Çok sayıda mikro kanal açılmasına olanak sağlayan dermaroller ile serumun cilde işlenmesi sağlanır. Kolajen ve elasten üretimi artırılarak ciltteki sorunlar giderilir.

Dermaroller tedavisi ile; akne ve yara izleri iyileşirken, ciltteki çatlaklar ve lekeler yok edilebilir. Yaşlanma belirtilerinin giderilmesi ve cildin esneklik kazanılması dermaroller ile mümkündür.

Her cilt tipi farklı olduğu için, tedavide kullanılacak maddeler de farklılık gösterir. Leke açıcılar, büyüme faktörleri, vitaminler, mineraller, antioksidanlar ve aminoasitler gibi çok farklı malzemeler birleştirilerek tedavi için kullanılabilir.

Dermaroller ile yapılan uygulamalarda, yapılan işleme ve problemin şiddetine bağlı olarak, seans sayısı ve aralığı değişebilir. Bu sayı genelde 4 ya da 8 seans aralığındadır. Dermaroller ile uygulama yapılmadan önce tedavi edilecek bölgeye anestezik krem sürülür. Sonrasında serum, mikro iğneler ile cilde enjekte edilir. Dermaroller işlemi süresince hastalar çok hafif bir sıkıntı hissedebilir. Tedaviden sonra ciltte hafif bir kızarma oluşabilir. Bu kızarıklığın geçmesi için buz uygulamasına ya da kremlere gerek yoktur, kendiliğinde kısa bir süre içinde geçer. Dermaroller ile deride açılan kanallar, cildin yenilenmesine ve onarılmasına yardımcı olarak, ciltte anti-aging (yaşlanma karşıtı) etkiler yaparlar.

Kare bir yüze sahip olmak, pek çok insan için ciddi bir sorun olabilir. Yüz hatlarının keskinliği, yüze sert bir ifade kattığı için, kişiler bu durumdan ağrısız ve acısız bir şekilde kurtulmak ister.  Bu soruna çözüm bulmak için estetik alanında birçok yenilik yapılmıştır. Önceleri bu tip sorunlar ameliyatla tedavi ediliyordu, fakat ameliyat süreci çok ağrılı ve sıkıntılı geçtiği için yüzü ovalleştirmek için insanlar ameliyat olmaktan kaçıyorlardı.

Botoks uygulamalarının yaygınlaşması ile birlikte ameliyat olmadan kare yüzlerin ovalleştirilmesi mümkün olmaya başladı. Botoksun masseter kasına enjekte edilmesiyle birlikte, kasın yumuşayarak kas kitlesinin küçülmesi sağlanır. Botoksun etkisi uzun süreli değildir. Yalnızca uygulama yapıldığı müddetçe etkisini gösterebilir. Düzenli olarak uygulandığı takdirde, hastalar diledikleri yüz hatlarına kavuşabilirler.

Botoks uygulamasının etkileri nelerdir?

Çene kemiğindeki hipertrofi botoks uygulamalarından etkilenmez ama çene kası bir miktar ufalabilir. Çene kasının uygulama esnasında gevşemesi nedeniyle diş gıcırdatma problemleri ve çenede yer alan eklem ağrıları aynı anda çözülebilir.

Çene kaslarındaki etkilere bağlı olarak kare yüz hatlarının ovalleşmesi sağlanır. Keskin hatların yumuşaması botoks uygulamasının birinci ya da ikinci haftasında gözlemlenebilir. Kare yüzlerin ovalleştirilmesi işlemleri ağrısız ve acısız olarak yapılır.

Kare yüz hatlarına sahip kişilerin hem yüzlerindeki keskinliği gidermek hem de diş gıcırdatma sorunlarını çözmek için uygulanan botoks uygulaması ile çok daha düzgün yüz hatlarına kavuşmak mümkündür.

Mamography

Specialized X-rays of the breast to aid in the early detection of breast cancer. A yearly mammogram is recommended for women age 40 and older.

Reproductive Endocrinology

Care and treatment for couples having difficulties conceiving a child. Conventional therapies such as medication and surgery can help your dreams of parenthood come true. Our partnership with Mayo Clinic allows us to provide referrals when advanced reproductive techniques are required.

Integrative Medicine

Alternative therapies stemming from the premise the mind, body and spirit function as one and addressing all promotes healing.

Chemical Dependency Treatment

Care for people with alcohol and other drug addictions. All treatment plans are individualized, ensuring that each person’s unique needs are met to promote healing and recovery. Dignity and respect are foundational values that guide our work.

Physical Therapy

Therapeutic care to restore movement and function to people disabled by disease or injury. Care may include exercise, training in activities of daily living and education. Our team works in collaboration with other specialties to offer comprehensive care and quickly restore you to your optimal health.

Kırışıklıkları tedavi etmek için kullanılan yöntemlerden en bilineni olan botoksun farklı kullanım alanları vardır. Bunlardan biri de diş gıcırdatma tedavisidir. Hastanın durumuna göre, gece plağı ya da botoks uygulaması ile dış gıcırdatma problemini gidermek mümkündür.

Diş gıcırdatma tedavisinde botoks uygulaması

Diş gıcırdatmanın altında yatan sebeplere bakıldığında, diş sıkma ve çene sıkmanın ön planda olduğu görülebilir. Stres nedeniyle kas spazmına neden olan ve özellikle uyku sırasında dişlerin ve çenenin sıkılarak diş gıcırdatma şeklinde kendini gösteren rahatsızlık, çoğu kişi için oldukça sıkıntılı bir durumdur.

Diş gıcırdatmaya neden olan iki temel neden vardır. Bunlardan biri stres, diğeri ise alt ve üst çene arasındaki uyum sorunlarıdır. Dişlerin çekilmesinden sonra yapılan tedaviler eksik kaldığında diş gıcırdatma sorunları oluşabilir.

Diş gıcırdatma sorunu her yaşta görülebilir. Sadece yetişkinlerde değil, küçük çocuklarda bile oluşabilir. Yetişkinlerin %50’sinde, çocukların ise %15’inde diş gıcırdatma vakaları görülmektedir. Diş gıcırdatma sorununun ortadan kaldırılması ile birlikte çenedeki sorunlar da giderilebilmektedir.

Dişler sıkıldığında çenedeki eklemlerden ses çıkar. Çenedeki eklemler kasılabilir ve ağız çok zor bir şekilde açılır. İleri düzey diş gıcırdatmalarında dişler aşındığı için çene, dikey düzlemde kısalır. Dişler ve çevresindeki dokular hassaslaşarak, diş etlerinde çatlaklar, hatta dişlerde kırılmalar yaşanır. Çene kemiğinin erimesi sonucu dişler sallanarak düşer.

Diş gıcırdatma tedavisi

Diş gıcırdatmayı önlemek için iki yöntem uygulanır. Bunlardan birisi botoks uygulaması, diğeri ise alt ve üst dişlerin birbirine değmemesi için silikondan üretilmiş gece plağı kullanılmasıdır.

Botoks uygulanan bölgedeki sinirler bloke edilerek, kasların kasılması önlenir. Çene kaslarına uygulanan botoks ile diş sıkmaları engellenebilir. Botoksun en önemli özelliği kaslarda biriken stresi önlemesi ve bu sayede oluşabilecek spazmları yok etmesidir. Kas dokularına herhangi bir zararı olmayan botoks, kasların kasılmasını sağlayan sinirsel sinyallerin ilgili bölgeye ulaşmasını engeller.

Botoks uygulamasında ufak ağrılar görülebilir. Bu ağrıların daha az olması için botokstan önce uygulama bölgesi ağrı azaltıcı kremler ile ovulur. Çene kaslarına botoks enjekte edilerek, kasların aşırı kasılması engellenir. 7 gün içinde botoksun etkileri görülmeye başlanır. Uygulamanın etkileri geçici olup, diş gıcırdatma tedavileri 4 ya da 6 aylık aralıklarla tekrar edilmelidir.

Ciltteki yaşlanma, cildin gevşemesi, sarkması, incelmesi, lekelenmesi ve matlaşması şeklinde belirtilerle kendini belli eder. Yaşlanma sürecini hiçbir uygulama durduramaz. Üst deri tabakasının yüzde 5’lik bölümü her ay kendini yenileme özelliğine sahiptir. Alt derinin yüzde 95’i ise kendini yenileyemez, bu yüzden zaman içinde deride bozulmalar meydana gelmesi kaçınılmazdır.

Cilt yaşlanma tedavisinde lazer cilt yenileme uygulaması

Ciltteki yaşlanma belirtilerini yok eden yöntemlerin içinde en iyisi CO2 fraksiyonel lazer uygulamasıdır.  Bu uygulama ile derinin tüm katmanları yenilenir. Lazer uygulamaları içinde tüm deri tabakalarına etki eden tek lazer CO2 fraksiyonel lazerdir.

CO2 fraksiyonel lazer uygulamasının cilde etkileri nelerdir?

Erken ve geç etkiler olmak üzere, CO2 fraksiyonel lazerin cilt üzerinde iki tip etkisi vardır. Erken etkiler 1 haftada, geç etkiler ise 1 ay ile 3 arasında oluşur.

CO2 fraksiyonel lazer uygulamasının cilt üzerine erken ve geç etkileri vardır. Erken etkiler 1 hafta gibi erken sürede oluşurken geç etkiler 1-3 aylık süreç sonunda oluşur.

Geç etkiler;

• Ciltteki kolajen üretimi artar,
• Elastik ve kolajen liflerde kısalma ve sıkılaşma meydana gelir,
• Cildin rengi pembeleşerek canlı bir görünüm kazanması sağlanır,
• Gözenekler sıkılaşır,
• Kırışıklıklar, lekeler ve izler azalır,
• Cildin altındaki bağ dokusu yenilenir,
• Cilt gençleşir.

Cilt yenileme tedavisi 1 aylık periyotlarla 3 ya da 4 seans sürebilir.

CO2 fraksiyonel lazer uygulamasında iyileşme süreci nasıldır?

Uygulama sonrasında üç ya da beş gün sürebilen kızarıklıklar ve kahverengi pullanmalar görülebilir. Bunlar hastanın duş almasına engel değildir. Lazer uygulamasından bir gün hastalar makyaj yapabilir. Nemlendirici krem kullanmaları ve buz uygulaması yapmaları, iyileşmelerini hızlandırdığı için, doktorlar tarafından önerilir. Güneş ışınlarına doğrudan maruz kalmamaları gerekir. Lazer uygulamasının çok daha iyi sonuç vermesi ve iyileşme sürecinin daha rahat geçmesi için Ekim ve Nisan aylarında yapılması önerilir.

Ciltteki gözenekleri sıkılaştırma

Genetik sebepler, kullanılan ilaçlar, beslenme alışkanlıkları ya da ergenliğe geçiş döneminde gözenekler genişleyebilir ve cilt çok fazla yağlanabilir. Deri üzerindeki gözeneklerin büyümesi cildin daha çabuk enfeksiyon kapmasına ve çok daha kolay tahrip olmasına neden olur. Ciltteki gözenekleri sıkılaştırmak için CO2 fraksiyonel lazer uygulamasından yararlanılabilir.

CO2 fraksiyonel lazer uygulaması ile ciltteki gözeneklerin azaltılması

Ciltteki gözeneklerin kalıcı bir şekilde sıkılaştırılması, CO2 fraksiyonel lazer ile ya da Q-Swidged Nd-yag ile sağlanabilir.

Lazer uygulamaları ile ciltte bulunan elastik ve kolajen liflerin ani bir şekilde kısalması sağlanarak, cilt sıkı bir görünüm kazanır. Spektra lazer uygulaması 1 ya da 2 haftalık aralıklarla 6 seans boyunca uygulanır. Uygulama sonrasında herhangi bir reaksiyon meydana gelmez. Kişiler günlük hayatlarına hemen dönebilirler.

Eco2 lazer ise 1 aylık aralıklarla 2 ya da 3 seansta tamamlanır. Uygulamadan sonraki 3 ya da 4 gün boyunca deride kızarıklıklar ve pembeleşmeler görülebilir.

Burun dolgusu yaptırmak isteyen fakat ameliyat olmak istemeyen kişiler, ameliyatsız burun estetiğini tercih etmektedirler. Burun ameliyatı olan ve ameliyat sonrasında burnunda oluşan deformasyonların düzeltilmesini isteyen hastalar da burun dolgusu yaptırabilirler. Aynı şekilde yaralanmış veya daha önce cerrahi bir operasyon geçirmiş kişiler, yapılan uygulamadan dolayı yüzlerinde çökükler ve izler oluştuysa, bunları gidermek için burun dolgusundan yararlanabilirler.

Burun kemerinin yok edilmesi, burun dolgusu yaptıran hastaların ortak isteğidir. Burunda hafif bir eğrilik varsa, burun dolgusundan daha başarılı sonuçlar alınır. Dolgu, burun kemerinin üst ve alt kısımlarına çok az bir miktarda uygulanır. Böylece çıkıntının gizlenmesi sağlanır.

Burun kalkıklığını artırmak, burun dolgusu yaptıran hastaların bir diğer beklentisidir. Özellikle yan profilden bakıldığında burun ucunun düşük olması, estetik olarak kötü bir görüntü oluşturur. Burun dolgusu ile burun ucundaki problemler giderilir.

Burun dolgusu ile ameliyatsız burun estetiği uygulaması

Ameliyatsız burun estetiğinde burun dolgusu kullanılır. Hyalüronik asit içeren dolgu, 1 ya da 1,5 yıl kadar kalıcı olabilir. Burun kemerinin belirginliğini azaltmak, burun ucundaki sivriliği artırmak ve burundaki düşüklüğü gidermek için kullanılan burun dolgusu, daha çok ameliyat olmak istemeyen hastalar tarafından tercih edilir.

Hastane ortamında yapılan dolgu uygulaması 5 ya da 10 dakika sürer. Dolgular 1 ml kutulardan oluşur. Fakat pek çok hastada 0,5 ml dolgu yeterli olmaktadır. Burundaki dolgu alanları işaretlenerek antiseptik ile burun sırtı sterilize edilir. Mikro iğneler yardımıyla dolgu buruna uygulanır ve sonuçlar hemen gözlemlenebilir. Uygulamadan sonraki bir iki gün boyunca minik şişlikler olabilir.

Burun kemeri çok fazla olmayan ve küçük burunlu hastalardan daha iyi sonuçlar alınır. Burun estetiği operasyonlarından sonra veya doğumsal sebeplerle oluşan çökmeler burun dolgusu ile tedavi edilebilir.

İyileşme döneminin olmaması, hazırlık süreci gerektirmemesi ve çok kısa bir zamanda sonuçlar alındığı için burun dolgusu tercih edilmektedir.

Buruna dolgu uygulama alanları nelerdir?

• Burun kemerini azaltmak için burun kemerinin ön kısmına uygulanır.
• Burun ucundaki kalkıklığı çoğaltmak için,
• Burundaki çökme ya da iz oluşumlarının doldurulması için,
• Burun sırtının veya burun tabanının genişlemesi için,
• Burun estetiği ameliyatı sonrasında oluşan düzensizliklerin yok edilmesi için burun dolgusu kullanılır.

Uygulama sonrasında dolgunun yayılması için buruna sert olmamak şartıyla hafif bir masaj yapılabilir. Oluşan şişlik ve morarmalar çok az olup, işlemden sonraki bir ya da iki gün içinde tamamen yok olurlar.

Kişilerin burun yapılarına bağlı olarak ihtiyaç duydukları dolgu hacimleri değişiklik gösterebilir. Kimi hastalarda 0,5 cc yeterli olabilirken kimilerinde 1,0 cc ile en iyi sonuçlar alınır.

Burun yapısı uygun olduğu müddetçe herkes ameliyatsız burun estetiği uygulamalarından faydalanabilir. Kişilerin yüz ifadelerinde ameliyat olmuşçasına iyi sonuçlar veren dolgu uygulamaları ile doğal ve estetik olarak güzel görünen bir buruna sahip olunabilir.

Yüz bölgesi, alın, burun ve çene olmak üzere 3 estetik kısımdan oluşur. Bu bölgelerin birbirlerine uzaklıkları eşittir. Altın oran olarak ifade edilen bu ölçüler ideal bir estetik görünüm için olması gereken ölçülerdir. Bazı hastalarda çene çok küçük olduğunda burun aşırı büyük gözükebilir.

Ameliyatsız çene ucu dolgusu ve çene estetiği uygulaması

Alt çene oluğunun normalden daha derin olması ya da çene boyutunun çok küçük ya da çok geride olması, ameliyatsız çene estetiği uygulamaları ile düzeltilebilir. 1 cc ile 4 cc arasındaki hacimler çene dolgusu için yeterlidir.

Çene ucuna yapılan dolgular ile çenenin daha belirginleşmesi sağlanabilir ve çene ucundaki gerilik düzeltilebilir. Çene dolgusu ile normal bir çene yapısına kavuşmak mümkündür. Gıdıdaki sarkmalar çene dolgusu ile toparlanabilir. Çenenin kenarındaki çentikli kısımlara ve ağzın köşelerinden inen kıvrımlara dolgu yapılması ile ağız çevresindeki kırışıklıklar yok olur. Alt çene oluğunun doldurulması ile alt çenedeki derinliğin şiddeti azalır ve daha güzel görünen bir çene yapısına kavuşulur.

Dolgunun çenenin köşesine uygulanması ile çene görüntüsünün keskin bir hal alması sağlanabilir. 1 ya da 2 cc’lik hacimler, çene köşeleri için yeterli dolgu miktarlarıdır.

Çene ucunda yer alan gamzeden rahatsız olan hastalar, bu sorundan kurtulmak için çene dolgusu yaptırabilirler. Doğumda ya da sonradan oluşan asimetriler nedeniyle yüz dolgusu ile birlikte çene dolgusu uygulanabilir.

Sadece alt çenede değil, üst çenede de gerilik bulunabilir. Bu bozukluğu düzeltmek için çene dolgusu yapılarak kişilerin düzgün bir çene görüntüsüne sahip olması sağlanabilir.

Yaşlanma nedeniyle çene bölgesinde sarkmalar oluşarak, üçgen olan yüz hatları kare bir görünüm kazanmaya başlar. Çenedeki keskin hatlar, çene dolgusu ile yumuşatılıp, altın orana uygun hale getirilir. Çene ovalleştirildiğinde kişinin yüzü daha genç bir görünüm kazanır. Yüz estetiğinde çene ile birlikte diğer yüz bölgeleri de dikkate alınarak, yüzün orantılı ve estetik görünmesi sağlanmalıdır.

Kadınlar için kaşların yapısı oldukça önemlidir. Kaşlar yüzün ifadesini ciddi oranda değiştirirken, kaşlarına şekil vermek isteyen kadınlar her gün güzellik merkezlerine akın etmektedirler. Kaşların uçlarının daha yukarda olması, genel olarak çoğu kadının istediği bir görüntüdür. Kaş dolgusu, kaş altına uygulanarak, kaş uçları daha kalkık ve dolgun görünebilir.

Botoks uygulaması ile de kaşlar kaldırılabilir. Dolgu ile birlikte uygulanan botoks uygulaması ile en iyi sonuçlar alınır.

Yaşlandıkça şakakların hacimlerinde belirgin bir düşüş gözlenir. 1 cc’lik hacimlerdeki dolgular genç kontürlere enjekte edilerek kaşların kaldırılması sağlanır. Cerrahi yöntemlerle göz kapağının üstündeki fazla yağlar alındıktan sonra, göz çukurunda bir boşluk oluşur. Bazen bu boşluklar çok rahatsız edici bir görüntüye neden olabilir. Çukurlukları dolgunlaştırmak amacıyla dolgu kullanılması, göz kapağının ve kaşların çok daha genç görünmesini sağlar.

Göz çevresindeki çukurlukların düzeltilmesinde 0,2 cc ya da 0,5 cc dolgular yeterlidir. Yalnız sinirleri tahrip etmemek için uygulanacak enjeksiyonun hacmi çok az olmalıdır. Özellikle kaşlardaki supraorbital sinirlerin yer aldığı bölgeye dolgu enjekte edilirken azami derecede dikkat edilmelidir.

Cildin alt katmanlarına yerleştirilen dolgular 6 ay ya da 1 yıl kadar kalıcı olurlar. Bunun sebebi dolguların hareket etmesinin ya da yer değiştirmesinin mümkün olmamasıdır.

Kaş dolgusu, kaşların kaldırılmasında ve daha çıkık görünmeleri için uygulandığında çok başarılı sonuçlar verir. Dolgu yapılarak kaşların kaldırılması ile göz kapağının etrafında bulunan sarkmalar ve gevşemeler azalır ve cilt daha sıkı ve canlı görünür.

Kaş Arası Çizgi Dolgu

Kaşların fazla çatılması ile birlikte kaşların arasında çizgiler oluşur ve bu bölgede belli bir hacim kaybı yaşanır. Kaş çatma refleksi sıklaştıkça, oluşan çizgilerin derinliği de artar. Bazen yapısal sebepler nedeniyle de kaşların arasında çizgiler oluşabilir. Erken yaşlarda görülen çizgiler, zamanla daha da derinleşerek, kişileri rahatsız edecek düzeye gelebilir.

Botulinum toksin maddesi ile tedavi edilebilen kaş arası çizgiler, çok derin değillerse ve kat oluşturmamışlarsa botoks ile de yumuşatılabilirler. Kaşlardaki kıvrım düz bir çizgi şeklinde olduğunda, Volift uygulaması ile düzleştirilebilirler. Kaş dolgusu, nokta atışı şeklinde ve seri bir şekilde enjekte edilerek kaşlardaki çıkıntının oyulması sağlanır. Geniş kıvrımlarda, Voluma kullanılarak, cildin üst tabakasının orta kısmına doğrusal çizgilerle dolgu uygulaması yapılır. Çok fazla dolgu maddesi kullanılmamaya özen gösterilmelidir. Kaş dolgularının kalıcılığı 1 yıl 1,5 yıl arasında değişebilir.

Dudakların şekillendirilmesi ve daha kalın bir hale getirilmesi için, hyalüronik asit içeren malzemeler ile dudak dolgusu uygulanır. En iyi sonuçlar, düzgün ve asimetrisi olmayan dudaklara sahip kişilerden alınır.

Ameliyatsız dudak dolgunlaştırma uygulaması

Dudak dolgunlaştırma uygulaması uzun ve ince dudağı olan hastalarda çok etkili sonuçlar vermeyebilir. İşlemden 1 ya da 2 hafta uygulamanın tekrarlanması gerekebilir. Dişleri ile dudakları arasındaki mesafe çok az olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Bu tür hastalardaki diş bozuklukları üst dudağın deformasyonuna neden olabilir. Bu nedenle dudakların çok fazla büyütülmemesine dikkat edilmelidir.

Dudak kalınlaştırma

Dudakları çok ince ve uzun olan kişilerin dudaklarını kalınlaştırmak ve büyütmek daha zordur. Hastaların çoğu gülünce dudaklarının çok fazla inceldiğinden rahatsızlık duyar. Bu tür sorunlar implantlarla veya dolgularla kesin olarak düzeltilemez. Bu aşamadan doktorun hastayı doğru yönlendirmesi ve bilgilendirmesi çok önemlidir.

Dudak dolgusu ile dudak büyütme

Dudakların yapısına göre, her dudakta 0,5 cc ya da 1,0 cc dolgu yeterli olmaktadır. Mikro iğnelerle dudaklara enjekte edilen dolgular, şişlik ya da morarmaya sebep olabilir. Bu şişlikler hyalüronik asidin su çekme özelliğinden dolayı olur. Kanül uygulanarak şişlik ve morluk oluşması engellenebilir.

Dudak dolgusunda kalıcılık süresi ne kadardır?

Dudak dolgusunun kalıcılık süresi kişilerin metabolizmalarına ve hareketlilik oranlarına bağlı olarak değişebilir. Fazla hareket eden kişilerde dolgunun kalıcılığı daha azdır. Dudak dokusunda 1,5 yıla kadar kalabilen dolguların etkilerinin azalmasıyla birlikte, üstlerine ikinci ya da üçüncü seanslarla yeni dolgular yapılabilir. Böylece dudakların hacmi artarak, daha biçimli görünürler.

Genel olarak 6 aydan 1 yıla kadar kalıcılığı olan dolgulara ek dolgu yapıldığında, kalıcılık süresi 8 aydan 1 yıla kadar çıkabilmektedir.

Dudak kalınlaştırmak için yapılan dolgu işlemlerinde, şişlikleri ve morlukları engellemek için mikro iğnelerin hareketleri kontrol edilmelidir. Uygulama sırasında oluşan şişlik ve morluklara anında müdahale ederek hafif masaj uygulanmalıdır.

Dudak dolgusunda kombine uygulamalar

Kalsiyum kristali olan dolgularla hyaluronik asitli dolgular birleştirilerek dudaklara uygulanabilir.

Botulinum toksin ile hyaluronik asit içeren dolgular kombine edilerek, yatay dudak çizgilerinin şekil bozukluklarına uğraması engellenir. Botulinum toksin ile hyaluronik asit içeren dolguların karıştırılması ile elde edilen dolgular, işlemin daha kalıcı olmasını sağlar.